Londra’ya para transferi ve örtülü ilişkiler: ‘Çok sayıda AKP’linin nedir bu Londra merakı?’
Falyalı’nın muhasebecisi Cemil Önal’ın da yakın vakitte öldürüldüğünü anımsatan Çömez, “Önal’ın elinde kıymetli bir ekip kasetlerin, bilgilerin, evrakların, kanıtların olduğu istikametinde savlar var. Yeniden sav o ki iktidardan gelen talimatla bu dokümanların alınması için Yasin Ekrem Serim KKTC’ye gönderildi. Bununla ilgili Meclis’te bir araştırma önergesi verildi ve bir komite kuralım dedik. Talebimiz reddedildi. Bu da iktidarın kendinden emin olmadığını, bu karmaşık ortaya atılmış argümanlardan çekindiğini de bir manada gösteriyor” dedi.
İYİ Parti Küme Başkanvekili Turhan Çömez, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) patlak veren gelişmeleri Cumhuriyet’e kıymetlendirdi. KKTC’nin çok kıymetli bir dönemece girdiğini tabir eden Çömez, “Kıbrıs artık Büyük Orta Doğu Projesi’nin bir modülü haline getirildi ve yıllardır AKP’nin ihmali nedeniyle çok çetrefilli ve karmaşık bir periyot başladı. Bakın geçtiğimiz haftalarda Türki cumhuriyetlerin Kıbrıs’ta büyükelçilik açmalarıyla ilgili bir süreç gündeme geldi. Aslında bu süreç 2019 yılından beri devam ediyordu. Avrupa Birliği ile Türk devletleri topluluğu ortasında devam eden görüşmeler vardı ve bu stratejik bir plana evrilmişti. Bunu ne yazık ki Türkiye öngörmedi. Nihayetinde Avrupa Birliği ile Türk devletleri topluluğu ortasında yapılan bir ekip muahedeler çerçevesinde Türki cumhuriyetler, Güney Kıbrıs Rum bölümünde büyükelçilik açma kararı aldılar” dedi.
‘TÜRKİYE’Yİ İŞGALCİ KABUL ETTİLER’
Çömez, “Bunun okuması şudur: Türki cumhuriyetler Birleşmiş Milletler’in birtakım kararlarına imza atarak KKTC’yi kabul etmeyeceklerini, tanımayacaklarını deklare ettiler. Lakin en değerlisi Türkiye’yi Kıbrıs’ta bir işgalci olarak gördüklerinin teyidini verdiler. Bu Türkiye için büyük bir eksikliktir, büyük bir yetersizliktir. Yeniden Suriye’de oyun kurucu olduğunu söyleyen Türkiye, maalesef tekrar Suriye’de geçtiğimiz günlerde yaşanan tarihi bir gelişmeye mani olamamış ve buna dair hiçbir yorum ve tenkit getirmemiştir. Suriye geçici hükümetinin başkanı Ahmet El Şahra Güney Kıbrıs Rum kısmının dışişleri bakanını Şam’da konuk etti. Bu görüşmeler esnasında Ahmet El Şara gerisine koyduğu Suriye ve Kıbrıs bayrağında KKTC’yi yok farzetti. Kıbrıs’ı bir bütün Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıdı ve bunu bütün dünyaya ilan etti” sözlerini kullandı. Türkiye her ne kadar Kıbrıs’ta saray açmakla, yatırımlar yapmakla övünse de birebir vakitte Güney Kıbrıs’ta devam eden çok kıymetli stratejik gelişmeler yaşandığını söyleyen Çömez, “Bunlardan en kıymetlilerinden biri Amerika Birleşik Devletleri’nin Güney Kıbrıs Rum kısmının bütün limanlarını kullanma hakkını elde etmesi, bu bahiste mutabakatlar yapılması ve tekrar Güney Kıbrıs Rum idaresi ile birlikte ortak tatbikatlar yapması, 4 yahut 5 civarında bir askeri üst tesis etmesi. Bunların ilerleyen periyotta NATO üssüne dönüşmesi ve Güney Kıbrıs’ın da NATO’ya alınması kelam konusu olacak” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’NİN BÖLGEDEKİ TESİRİNİ AZALTIYOR’
Çömez, “Türkiye’nin bu gelişmeleri okuyamaması, değerlendirememesi, öngörememesi ve engelleyememesi büyük bir sorun ve yetersizlik. Önümüzdeki yıllarda Güney Kıbrıs Rum kesitinin NATO’ya üyeliği kelam konusu olursa ve Türkiye’de bunu mahzur olamazsa maalesef motamot Finlandiya ve İsveç’te olduğu üzere şaşırmayacağım. Bu hususta da yeniden sizin aracılığınızla iktidarı uyarmış olayım” tabirlerini kullandı. Güney Kıbrıs Rum kesitinin Fransa’yla askeri muahedeler yaptığını lisana getiren Çömez, “Keza Sırbistan’la askeri mutabakatlar yaptı. Çok sayıda onlardan silah ve mühimmat satın aldı. İsrail’le kıymetli mutabakatlar yaptı. Önümüzdeki periyotta İsrail’le ortak bir demir kubbe çalışmasına başlayacaklar. Tekrar Yunanistan ve İsrail ortasında yapılan bir mutabakata aracılık etti. Önümüzdeki aylarda Yunanistan’dan başlayacak bir güç sınırı denizaltından taşınacak ve Kıbrıs’a uğrayarak oradan İsrail’e geçecek. Bu esnada Türk karasularından da geçecek. Bütün bunlar Türkiye’nin bölgede olan tesirini değerli ölçüde azaltıyor” dedi.
‘TÜRKİYE BİR YILDIR ‘MAVİ VATAN’ LAFI ETMİYOR’
Çömez, “Bunun yanı sıra Güney Kıbrıs Rum bölümü Mısır’la bir mutabakat yaptı. Doğalgaz ve petrol ticaretiyle ilgili bir mutabakattı bu. Türkiye buna da mani olamadı. Tam bu esnada Avrupa Birliği Türkiye’ye bir dayatmada bulundu ve dedi ki ‘Mavi Vatan teziyle petrol ve doğalgaz aramalarına başladığın bölgelerden geri çekileceksin’. Bunun için Türkiye büyük yatırımlar yapmıştı. Bir milyar dolara yakın para harcayarak arama gemileri satın almıştı. ‘Mavi Vatan’ savları üzerinden ya da politik tezleri üzerinden çok kıymetli de siyasal kazanımlar elde etmişti. Ancak bir yıldır Türkiye’nin ‘Mavi Vatan’ lafını etmediğine şahit oluyoruz” açıklamasında bulundu. Avrupa Birliği’nin, başta Almanya’nın Sevilla haritasını dayatması, Türkiye’nin “Mavi Vatan” tezlerinden vazgeçmesi ve oradaki gemileri geri çekmesi, bir kısmını Karadeniz’e ve bir kısmını da Somali açıklarına göndermesinin büyük bir skandal olduğunu vurgulayan Çömez, “Özellikle bizim münhasır ekonomik alan dediğimiz bölgelerden beş numaralı alanda Güney Kıbrıs Rum kısmı doğalgaz ve petrol aramaya başladı. Yani bizim ‘mavi vatan’ olarak ilan ettiğimiz yerlere Güney Kıbrıs dedi ki ben navtex (denizlerde yapılacak ve seyredilecek rotanın tıpkı isimle anılan aygıt üzerinden bildirilmesi) ilan ediyorum. ‘Burada doğalgaz ve petrol arayacağım’ dedi” sözlerini kullandı.
‘DAHA AĞIR FATURALAR ÖDEMEK ZORUNDA KALACAĞIZ’
Çömez, “(Güney Kıbrıs Rum kesimi) Kimlerle arıyor petrolü şu anda? Katar’a ilişkin bir güç firmasıyla yanı sıra Amerikan Exxon Mobil’le yapıyor bu aramaları. Tekrar Türkiye’den bir reaksiyon yok, bir tenkit yok. Tekrar geçtiğimiz haftalarda Doğu Akdeniz ve Güney Ege’de bir askeri tatbikat yaptı Yunanistan. Bu tatbikata Amerika, Hindistan, İspanya, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve İsrail katıldı. Çok sayıda askeri uçağın havada nakil uçakları da dahil, havada güç, petrol nakli yapan uçaklar da dahil çok kapsamlı bir tatbikattı. Türkiye buradan dışlandı. Türkiye, yıllardır yapmış olduğu ihmallerin faturasını ödüyor. Şayet bu türlü devam ederse önümüzdeki devirde daha da ağır faturalar ödemek zorunda kalacağız” dedi.
‘BELGELERİ VAR ELİMDE’
Böyle bir atmosferde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’ye Yasin Ekrem Serim’i büyükelçi olarak atadığını belirten Çömez, “Bu büyükelçinin babası Maksut Serim. Kendisi bir vakitler uydurma diploma aldığı gerekçesiyle mahkum olmuş, 2 yıl ceza almış ama Rahşan affı sebebiyle cezaevinde kalmamış bir isim. Akabinde Erdoğan tarafından örtülü ödeliğin başına getirilmiş bir isim. İşte bu ismin iki oğlu Kıbrıs’ta çok büyük şirketler kurdular. Kurdukları şirketler Kıbrıs’ta evvel gayrimenkul şirketleriydi. Büyük binalar yaptılar, devasa yatırımlar yaptılar. Bu paranın kaynağı ile ilgili soru işaretlerini giderecek hiçbir açıklama, hiçbir bilgi, evrak kamuoyuyla paylaşmadılar” sözlerini kullandı. Çömez, “Kurmuş olduğu bu şirket merkezlerinden kıymetli ölçüde paranın İngiltere’ye transfer edildiğini biliyorum. Dokümanları var elimde. Bunu İngiltere’deki kamuya açık, halka açık kaynaklardan temin ettim. Bu kadar ağır paranın KKTC’den İngiltere’ye transfer edilmesi, orada gayrimenkullerin alınması izaha muhtaç bir süreç” diye konuştu.
‘YALANLAMA GELMEDİ’
Bu paranın KKTC’den Londra’ya transfer edildiğinin altını çizen Çömez, “Söz konusu şahsın Londra’da kurmuş olduğu şirketin adresi, tıpkı vakitte beşli çeteden bir ismin şirketlerinin muhasebecisinin bulunduğu adres. Bu türlü de bir çarpıcı, çünkü dışı bir tesadüf ya da tevafuk kelam konusu. Bunların hiçbirisinin tesadüf olduğuna inanmıyorum. Bahse bahis beşli çetenin bir mensubunun tıpkı adreste satın almış olduğu gayrimenkullerin milyarlarca liralık olduğunu da biliyorum. Çok kıymetli yatırımlar olduğunu da biliyorum. Tabi geri dönüp baktığımızda bu adreste tıpkı vakitte öteki şirketler de kurulmuş” tabirlerini kullandı. Öldürülen KKTC’li yasa dışı bahis baronu Halil Falyalı ile ortak şirketlerin kelam konusu olduğunu belirten Çömez, “Bunların hepsinin dokümanlarını tek tek Meclis’te gösterdim, kamuoyuyla da paylaştım. Yalanlama gelmedi, gelemedi. Anlattığım her şey evraka, kanıtlanmış kesin bilgiye dayalı. KKTC’nin karmaşık problemlerinin olduğu bir devirde KKTC’ye orada şirketleri olan, öldürülmüş Halil Falyalı’yla ortak işleri olan, yanı sıra İngiltere’ye değerli ölçüde paraları transfer etmiş olan birinin tayin edilmiş olması bana nazaran çok önemli soru işaretlerini de beraberinde getiriyor” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN YÖNETİLEMEDİĞİNİN BİR GÖSTERGESİ’
Falyalı’nın muhasebecisi Cemil Önal’ın da yakın vakitte öldürüldüğünü anımsatan Çömez, “Önal’ın elinde kıymetli bir kadro kasetlerin, bilgilerin, dokümanların, kanıtların olduğu istikametinde tezler var. Tekrar argüman o ki iktidardan gelen talimatla bu evrakların alınması için Yasin Ekrem Serim KKTC’ye gönderildi. Bununla ilgili Meclis’te bir araştırma önergesi verildi ve bir komite kuralım dedik. Talebimiz reddedildi. Bu da iktidarın kendinden emin olmadığını, bu karmaşık ortaya atılmış tezlerden çekindiğini de bir manada gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu. Çömez, “Tabi bu türlü bir atmosferde Türkiye’nin, koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin süreci bu türlü yönetim ediyor olması artık devlet kurumlarının ne kadar hırpalandığının, örselendiğinin ve Türkiye’nin yönetilemediğinin bir göstergesi” dedi.
‘İKTİDAR ÜSTÜNÜ ÖRTMEYİ TERCİH ETTİ’
“Çok sayıda AKP’linin nedir bu Londra merağı? Neden kraliyet topraklarında gayrimenkul almak için bu kadar hevesliler?” sorularını Erdoğan’a açık davet yaparak gündeme getirdiğini kaydeden Çömez, “‘Türkiye Londra tefecilerinden yüksek faizde para dilenirken burada devlet üzerinden aldığı ihalelerle varlıklı olmuş kimi iş adamlarının Londra’ya yatırım yapmasının sebebi hikmeti nedir? Türk iş adamlarının bilhassa AKP devrinde zenginlemiş ve sevilmiş iş adamlarının Londra’nın en lüks semtlerinde bu kadar önemli yatırımlar yapmasının gayrimenkulleri almasının sebebi hikmeti nedir?’ diye sordum. Fakat iktidar bunlara yanıt vermek yerine üstünü örtmeyi ve kayıtsız kalmayı tercih etti” dedi.
