Van’daki aşiretlerden PKK’nin fesih kararı sonrası ‘sürece’ destek açıklaması: ‘Hepimiz aynı gemideyiz’

Terör örgütü PKK‘nin “fesih” bildirisinin akabinde Van’daki aşiretlerden de “sürece” takviye açıklaması geldi.

Kadim Aşiretler Federasyonu Genel Başkanı Rasim Aslan, “Bizim istediğimiz artık yollarımızın rahat açılması, fabrikalarımızın rahat yapılması. Doğu, Güney Doğu’ya yalnızca cezaevleri değil fabrikaların gelmesidir” dedi.

Şidan Aşiret Lideri Faysal Öner ise, “Benim Kürt ve Türk milliyetçilerinden ricam bu süreci baltalamamalarıdır. Hiç kimsenin etkilenmemesini istiyorum. Bu süreç inşallah iyi olur. Türklerin Kürtlerden öteki dostu yok. Kürtlerin de Türklerden diğer dostu yok” tabirlerine yer verdi.

Kadim Aşiretler Federasyonu Genel Lideri Rasim Aslan, Şidan aşiret lideri Faysal Öner ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyoloji Kısım Lideri Prof. Dr. Suvat Parin terör örgütü PKK’nın fesih kararı ve silah bırakmasıyla birlikte kentin iktisat ve siyasi alanında yaşanacak gelişmeleri kıymetlendirdi.

“KARDEŞLİĞİN, BİRLİĞİN OLMASI LAZIM”

Kadim Aşiretler Federasyonu Genel Başkanı Rasim Aslan, şu görüşlere yer verdi:

“Vatanımıza, milletimize güzel olsun. Çok hoş bir süreç oldu. Birlik beraberliğin geleceğinin kardeşliğin pekişeceğine inanıyoruz. Hepimiz birebir gemide yaşıyoruz, birebir gemide yüzüyoruz. Ziyan görürsek hepimiz görürüz. Yararlı olursa hepimiz yararlı oluruz. İnşallah baltalayanlar çıkmaz, süreci tekrar bitirmezler. Bu sürecin devam etmesi bizim için çok değerlidir. Doğu Güney Doğu bölgesi bilhassa bu süreçten geçmişten çok ziyan gördük. En fazla gören de Kürt halkı oldu. Çok şehitlerimiz oldu. Türk’ün de oldu, Kürt’ün de oldu. Şehit annelerimizin acılarını paylaşıyoruz. Fakat bir yerde bir çizgi çizmek lazım; kardeşliğin, birliğin, beraberliğin olması lazım. Olması gereken de budur. Artık biz farklı bir gözle bakıyoruz. Doğu, Güneydoğu’nun kalkınması, buraya artık iktisadın gelmesi, yatırımın yapılması, hem giden büyük iş adamlarımızın vilayetlerine dönüp yatırım yapmaları hem devletin de farklı yatırım yapılarını bekliyoruz.”

“KARDEŞÇE YAŞAMAK MECBURİYETİMDEYİZ”

“Bizim çok fazla kültürlü, okumuş, tahsili gençlerimiz var. Bu gençlerimizin artık bir yerde iş sahibi olmaları gerekiyor. Annelerinin, babalarının harçlığına bakmamaları lazım. Onların da bir gururu vardır. Evlenecek gençlerimiz evlenemiyor. Zira ağır kaideler var burada. Bir de kültürün gereği bir düğün salonunda 600-700 bin ile içinden çıkamıyorsun. Bunda da herkesin imkanı yoktur. Bizim istediğimiz artık yollarımızın rahat açılması, fabrikalarımızın rahat yapılması. Doğu, Güneydoğu’ya yalnızca cezaevleri değil fabrikaların gelmesidir. Sanatkarlarımızın batıda nasıl hareket ediyorsa, Van’a geldiği vakit nasıl hareket ediyorsa Kürt sanatkarlarının da artık Batıda çok rahat etmeleri gerekir.

Hiçbir mahzurun olmaması lazım. Kardeşçe yaşamak mecburiyetindeyiz. Keşke bu daha evvel olsaydı. Bir Avrupa’nın, bir Batılı’nın bizim üzerimize konuşacağını biz sulh ve adaleti bilen aşiretleriz. Kendi hakkımızı kendi içimizde arayabilirdik. Türk’ün Kürt’ten, Kürt’ün Türk’ten bir ayrımcılığı yoktu. Ondan ötürü biz bütün siyasi partilere, derneklere, STK’lara, vakıflara, yani bu barışta emeği geçen, bilhassa Sırrı Süreyya Öncü’ye Allah rahmet etsin. Hepsine teşekkür ediyoruz. Sağ olsunlar, var olsunlar. İnşallah hoş günlere yanlışsız gideceğiz.”

“ALLAH RAZI OLSUN BU SÜRECİ BAŞLATANLARDAN”

Şidan Aşiret Lideri Faysal Öner, şu tabirleri kullandı:

“Gürpınar bölgesinde 20 köyümüz vardı. Her bir köyümüzde 50- 60 hane vardı. 50 bin koyun civarında koyunumuz vardı. Şu anda köyler bu çatışmalardan ötürü yıkıldı, yakıldı. Her bir köyde şu anda 3-5 hane vardır. Biz bu sürecin, bu silahların durması, bu çatışmaların, bu kardeş kardeşin birbirini vurmasından natürel ki biz de ziyan gördük. Biz bundan çok mutluyuz. İnşallah barış sağlanır. Benim Kürt ve Türk milliyetçilerinden ricam bu süreci baltalamamalarıdır. Hiç kimsenin etkilenmemesini istiyorum. Bu süreç inşallah güzel olur. Türklerin Kürtlerden öteki dostu yok. Kürtlerin de Türklerden öbür dostu yok. Biz bu Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyız ve o denli de hiçbir Kürt ayrımcılığı kabul etmez. Herkes rahat, huzurlu bir hayat istiyor. Bizim inşallah artık Bu Kürt sorunu diye bir şey kalmayacak. Allah razı olsun bu süreci başlatan ve barışçı konuşan insanlardan.”

“CUMHURİYET TARİHİNİN EN KIYMETLİ TOPLUMSAL PROJESİ”

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyoloji Kısım Lideri Prof. Dr. Suvat Parin ise şunları söyledi:

“Türkiye’de yeni bir süreç başladı. Aslında başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi olmak üzere bütün Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu ilgilendiren kıymetli bir süreç yani ülkemiz açısından değerli bir süreç. Ben bu süreci Cumhuriyet tarihini dikkate aldığımda Cumhuriyet tarihinin en kıymetli toplumsal projesi olarak değerlendiriyorum. Bu biçimde adlandırmamın altında aslında kıymetli argümanlar var. Türkiye’nin son yarım asrı çatışmalarla, kavgalarla, kutuplaşmalarla ekonomik maliyetlerle geçti. Bu açıdan değerlendirildiğinde bu projenin bu sürecin nihayete ermesi bana nazaran Cumhuriyet Tarihi’nin en değerli projesi olacak. Katkı sunan, emek veren bu sürecin küçük, büyük bütün ögelerini içine dahil ederek bu hale getirilmesinde emeği geçen herkese, Van’da yaşayan bir akademisyen olarak yürekten teşekkür ediyorum.”

“BİR KONSENSÜS SAĞLANMIŞ GÖRÜNÜYOR”

“Bu sürecin 2013-15 ortasındaki süreçten farkı art planında, mutfağında düzgün çalışılmış, tahminen toplumun, kamuoyunun çok merak ettiği ögeler, bir kadro görüşmeler olmasına karşın, bana nazaran bunun art planının çok düzgün çalışılmış olmasından kaynaklı bugün gelinen noktada natürel en kıymetli faktör de Türkiye’de milliyetçi cenahın yani Devlet Bahçeli’nin şahsında milliyetçi cenahın bu sürece sahip olması, bu süreçte öncü olması bu yeni süreci başkalarından çok farklı kılmakta. Bir konsensüs sağlanmış görünüyor. Elbette Türkiye toplumu olabildiğince geniş bir toplum. Burada bir ekip tartışmalar da olacak, bir kadro farklı görüş ayrılıkları da olacak. lakin kanaatim şu ki toplumun büyük bir kısmı bütün bileşenleriyle bu süreci çok olumlu görüyor.”