Kedi kübiti, kuantum bilgisayarlarda devrim yaratabilir
Bilgi sürece suratında çığır açması beklenen kuantum bilgisayarlar, hala kimi teknik problemlerle gayret ediyor. Süperpozisyon denen bir kuantum özelliği sayesinde bu aygıtlardaki kübitler, tıpkı anda hem 0 hem de 1 durumunda olabiliyor. Gücünü buradan alan kübitler, yalnızca 0 yahut 1 durumunda olabilen klasik bilgisayar bitlerine karşılık geliyor.
Independent Türkçe’nin aktardığına nazaran mevcut kübitler, ses ve ısı üzere çevresel etkenlerden kolay kolay etkilenerek süperpozisyon üzere kuantum özelliklerini kaybediyor.
İSMİNİ ÜNLÜ FİKİR DENEYİNDEN ALIYOR
Ayrıca kübitlerin kazara 0’dan 1’e yahut 1’den 0’a geçmesi de teknolojinin karşılaştığı meseleler ortasında.
Fransa merkezli şirket Alice & Bob, yeni kedi kübitleriyle bu sıkıntıların üstesinden gelmeyi vaat ediyor.
Kedi kübiti, ismini ünlü fikir deneyi Schrödinger’in kedisinden alıyor. Kuantum fiziğindeki süperpozisyonla ilgili bu fikir deneyinde, bir kutunun içindeki kedi, birisi kutunun içine bakana kadar tıpkı anda hem canlı hem de ölüdür.
Klasik kübitler de benzeri halde birebir tıpkı anda iki durumda yer alıyor. Ama Alice & Bob, kedi kübitinin ikili süperpozisyon sergileyerek iki kuantum durumu ortasında süperpozisyon sağladığını öne sürüyor.
Şirket bu sayede 0 ve 1 ortasındaki istenmeyen geçişlerin engellendiğini söz ediyor. Yeni kübitin çevresel etkenlere karşı çok daha güçlü olduğunu sav ediyor.
2030’a giden bir yol haritası çizen Alice & Bob, bu tarihte kuantum bilgisayarların kusur problemini çözmeyi umuyor. Bu yoldaki birinci maksat olan kedi kübiti geliştirme vazifesini tamamlayan şirketin sıradaki adımı mantıksal kübitler oluşturmak.
Aynı bilgiyi içeren kübitlerden oluşan mantıksal kübitler, küme içindeki tek bir kübit arızalandığında hesaplamaların devam etmesini sağlayarak sistemi kusura sağlam hale getiriyor. Şirket nihayetinde 100 mantıksal kübit içeren bir kuantum süreç ünitesi geliştirerek 2030’da kuantum bilgisayarları “kullanışlı” hale getirmeyi hedefliyor.
Böyle bir çip geliştirmenin kuvvetli bir misyon olmasının yanı sıra Live Science’ın belirttiği üzere, bunun başarılması teknolojinin geniş çapta kullanılabileceği manasına gelmiyor.
