Ali Koç’tan başkanlık açıklaması! ‘Görevimizin başındayız ve mücadelemize devam edeceğiz!’
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, sarı lacivertli kulübün Yüksek Divan Kurulu toplantısında açıklamalarda bulundu.
İşte Ali Koç’un Kalamış’ta bulunan Faruk Ilgaz Tesislerindeki toplantıda yaptığı konuşma…
“Dostum olan futbolcuyken bize hizmet eden Bülent Hocamızın kendisine ve ailesine baş sıhhati diliyorum. Allah kimseyi evlatlarıyla sınamasın. Sevgili kızı, parıltılar içinde yatsın. Bu acının tek ilacı vakit. Evlat olunca geçmesi çok güç.
Mutluyduk, ruhsal avantaj elimizdeydi. 11 puandan 3 puana inmiştik. Kalan fikstürde inancımız bu puan farkının da kapanacağı tarafındaydı. Full motivasyonla bu toplantıya hazırlanıyorduk. Hafta sonu 5 karşılaşmamız vardı. Hepsi final etap tipleriydi. Bayan basketbolda şampiyon olduk.
Hiç kimsenin öngöremediği, beklemediği, ne yazık ki geçmiş yıllarda da, yalnızca bizim devrimizde değil, hiç beklenmedik rakiplere karşı hem de kendi stadımızda kaybettiğimiz puanlarla şampiyonluk bahtımızı sekteye uğrattık. Haklı olarak bir anda bütün topluluğun haleti ruhiyesi değişti, karamsarlaştı. Çok üzüldük. Birçoğunuz haklı olarak öfkelendiniz.
Bizler de tıpkı derece üzgün durumdayız. Bizim üzülüp şikayet etme lüksümüz yok. Bu sorunları gidermek zorundayız. Yaşadığınız hayal kırıklıkları çok çok düzgün biliyoruz. Biz de, yönetim kurulu da tıpkı hisleri yaşıyoruz.
“İZAHATI SON DERECE ZOR”
İzahatı son derece güç bir beraberlikle geldiğimiz nokta, maalesef geldiğimiz nokta bizi çok dezavantajlı bir duruma düştü. Sayılarla, tablolarla sizi ikna etmeyeceğim. Siz gönül koydunuz, ben de gönülden konuşacağım.
Bize sabreden, istikrardan yana olanlara teşekkür ediyorum. Geçen sene renkli, çetin, yeri geldi mi gergin bir kongre yaşadık. Bir defa daha Fenerbahçe demokrasisinin ne kadar pahalı olduğunu herkese gösterdik. Bu kongrede topluluğumuz bizi 3 yıl için misyona getirdi. Topluluğumuzun uzun müddettir beklediği şampiyonluk hasretini gidermek için çok daha programlı ve deneyimlerle çalışmalarımızı kongreden evvel başlattık. Seçilelim, sonra bakalım demedik. O periyotta seçilme garantimiz yoktu.
Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı 5 teknik yöneticisinden biri olan, muvaffakiyetleri ortada olan Mourinho’yu hem lider sayın Aziz Yıldırım hem de biz istedik. Sonuç prestijiyle kim kazanırsa kazansın gelecekti. Topluluğumuz tarafından coşkuyla, sevinçle, umutla, motivasyonla karşılandı. Tüm dünyada yankı uyandıran bir transfer oldu.
Mourinho ile amacımız yalnızca bugünü değil geleceği de planlamak ve teknik açıdan istikrar sağlamaktı maksadımız. Sizin beğenmeme, eleştirme lüksünüz var. Biz de 99 puan alan İsmail Hoca’yı da eleştiren bir topluluğuz. Son yıllarda aldığımız puanlar, şampiyon olduğumuz yılların üstünde. Bu yıl da o denli olacak. Hocamızın istediği transferler ile sürece erken başladık.
Transfer planlamamızın birçoklarını yaz kampı başlamadan bitirdik. Bunun da maliyeti oluyor. Bu sefer de biraz değerliye olmakla birlikte planlamamızı yaptık. Çok daha yavuz bir planlama yaptık. Sonucunda Fenerbahçe tarihinin futbolcu açısından en pahalı takımını ve doğal olarak da en yüksek bütçeli ekibini kurduk. Kaliteli, tecrübeli, uğraş gücü yüksek, hem Türkiye’de hem Avrupa’da kaliteli bir ekip kurduğumuzu düşünüyorduk. Spor kamuoyu da bunu söz ediyordu.
“BAŞARISIZLIK VARSA SORUMLU BAŞKANDIR”
Ben hiç kimseyi mazeret göstermedim. Başarısızlık varsa, hayal kırıklığı varsa tek sorumlusu liderdir dedim. Bu sorumluluğu, yükü, hakaretleri, iftiraların altında ezilmedim, kimseyi de mazeret olarak kullanmadım. Bu da bu türlü devam edecektir.
Şunu söyleyebilirim; futbol yapılanması açısından bence ben ve arkadaşlarım, takdir sizlerindir, elimizden gelenin, elimizdeki maddi güçle yapabileceğimizin en güzelini yaptık. Futbol, planla ve yanlışsız takım mühendisliğiyle, büyük yatırımlarla değil çabayla, adaletle ve bazen de talihle yazılan bir öyküdür.
Kayseri maçıyla ilgili demin bir tenkit yapıldı. 82. dakikada şöyle bu türlü yaptık diye. İnanın herhalde Fenerbahçeliyim diyenlerin yüzde 95’i, biz de dahil birebir eleştiriyi yaptık. Bazen futbolda aklın mantığın algılayamayacağı şeyler oluyor. İnişler çıkışlar olmasına karşın ekibimizi şampiyonluğun en güçlü adayı olarak pozisyonlandırdık.
Devre ortasında Fenerbahçe tarihinin en başarılı orta transferini geçirdik. Yatırımlarımızı artırdık. Talisca, Skriniar ve Diego Carlos’u aldık. Bize nazaran güçlü olan yapımızı daha da sağlam bir tabana oturttuk. Kalite, uğraş gücü açısından hakikat yolda olduğumuzun göstergesiydi. Yeri geldi hepimizi çıldırtacak kalitede futbol vardı lakin o maçları da kazandık.
“BU İSİMLER FUTBOLDAN SİLİNDİ”
Tabii ki ikincilik hiçbirimizi kesmiyor. Yıllardır daima yarışın içindeyiz, zirveye oynuyoruz lakin bir biçimde ikincilikle yetinmek zorunda kalıyoruz. Yalnızca alanda değil, sistemle de uğraş etmeye devam ettik. Bu çaba yalnızca bizim için değil, tüm ekipler açısından yarar sağlayacak kazanımlar elde ettik.
Yıllarca bu sistem, bizden evvel de hakkımızı yedi, sesimizi kısmaya çalıştı, bu dönem gayretimizi çatışmayla değil haklılıkla, hukukla çaba ettik. Yıllarca değiştirilmeyen o yapı, çatırdamaya başladı. Kolay kolay yerlerinden edilmeyecek başta bir evvelki TFF başkanı, yönetim kurulu, özgül tartısı yüksek hakemler, gözlemcileri, TFF profesyonelleri ve konseylerde misyon yapan isimler futboldan silinmiştir.
Bu çaba hem sıkıntı oldu hem değerliye mal oldu. Riyad konusu… Yalnızca bize yazıldı. Küçük bir örnek. TFF ile görüş ayrılığı, yeri geldiğinde çatışma olduğunda bir siyasi elimizden tutup TFF ile aramızı yapmaya çalışmadı. Yıllar sonra birinci kere bir derbiye yabancı hakem atandıysa, ligin ikinci yarısında yabancı VAR hakemleri atandıysa, sistemin mecbur kaldığı bir geri adımdır.
“BU YANILGILI BİR KARARDIR”
Yabancı hakemle devam edilmemesi yanılgılı bir karardır. TFF’ye ilettik. Kamuoyu bunu satın almış, derbiden sonra kamuoyu hakemin ne kadar başarılı olduğu konuşulmuş, bu kritik maçta hakem konuşulmamış, Türk hakemler korunmuş. Bu hakemler uçağa binip gidiyor, yorumcuların ağzında ciklet olma durumu yok. Adam gördüğünü çalıyor.
Yeri geldi yabancı VAR’lar aleyhimize yanılgı yaptı, sesimizi çıkarmadık. Hakem kusur yapmaz diye bir şey yok, bizim için niyet değerliydi. Çok değerli bir milattı. TFF’nin bu kadardan dönmesine ne mana veremedik, ne anlayabildik, yanılgılı bulduk. Beşiktaş, Trabzonspor ve Samsunspor da yabancı hakem talep etti. Buna devam etmemek başımızda büyük soru işareti bıraktı.
Bu dönem yaşananları adil futbol için bir milat olarak görüyoruz. Biz sadece kendi hakkımız için değil Türk futbolu için gayret ettik, etmeye devam edeceğiz. Bu süreç hiç kolay değil. Sizler için değeri harbiyesi olmayabilir. Bu gelecek için yapılan bir gayrettir. Uzun ve kuvvetli bir yoldur bu. Daha güçlü ve daha şuurlu, kararlı yapmaya devam edeceğiz.
“ALGILARLA LİDER DEĞİŞTİRMEYİZ!”
Uğruna uğraş verdiğimiz adil rekabet iklimine daha yolumuz var. Bugün geldiğimiz noktada çok ağır bir sorumluluğun yüküyle karşınızda duruyoruz. Topluluğumuzun taleplerini daima dikkate aldık. İdare zaafiyet içerisinde algısını kabul etmediğimizi söz etmek istiyorum.
Biz yönetim kurulu olarak vazifemizin başındayız ve uğraşımıza devam edeceğiz! Fenerbahçemiz her krizde kongre tartışmalarına sürüklenecek, toplumsal medyadaki algılarla lider değiştirecek bir kurum değildir hiçbir vakit da olmamalıdır!
Eğer biz bu kapıyı açarsak öbür kulüpler de gördüğünüz Allah’a çok şükür biz de yaşanmıyor denen şeyler bizim kulübümüzde de yaşanacaktır.
Bizim içimiz acımıyor mu! Bu kadar uğraş, uğraş, savaş, kendi topluluğumuzun aşikâr yerleri tarafından hakaretler, iftiralar… En kolayı kâfi artık deyip gitmek. Aziz Lider da çok sağlam durdu. Biz bu kapıyı açarsak, kudretli Fenerbahçe idarelerini unutun derim size!
Henüz yapacak işlerimiz var! Tamamlanacak yolumuz var. Çektiğimiz bütün cefanın, tüm ıstırabın, finansal açıdan 1-2 ay içerisinde üstesinden gelmeye, bundan ötürü apayrı projeleri, apayrı…. Açın kapıyı duysun herkes! Açın kapıyı duysun herkes!
Yüzmüşüz ucuna gelmişiz, inanç oyu diyen inanç oyu desin, biz idareyle misyona devam edeceğiz kulübümüz için!
“FENERBAHÇE BAĞIMSIZ OLACAK”
Kulübümüze çağ atlatacak projeleri yarım bırakacak lüksün değiliz. Buraya getirene kadar canımız çıktı. Bu borç düzeyine inene kadar 1 kuruş pay satmadık. Kendi imkanlarımızla gemiyi yüzdürdük, mali bağımsızlık için büyük fedakarlıklar yaptık. Bir sonraki buluşmada, yeni tesisteki buluşmada, daima birlikte inşallah, Fenerbahçe Spor Kulübü kimseye muhtaç kalmayacaktır!
Üzüldük, yıprandık, hayal kırıklıkları yaşattık. İnancımızdan hiçbir şey kaybetmedik. 2 sene sonra ‘iyi ki bu adamlar tırsmadılar, kaçmadılar, kaldılar’ diyeceksiniz.
“GENÇLERE SESLENİYORUM”
Sosyal medyadaki gençlere sesleniyorum; dinamik bir ülkede yaşıyoruz. Gündem 1 gün sonra değişebiliyor. Bazen takip etmekte de badire yaşayabiliyoruz. Gençler, bilhassa toplumsal medyadaki gençler, Fenerbahçe için birilerine dayanak vermek hakkınızdır. Takviye vereceğiniz şahısları âlâ inceleyin, âlâ tartın. Onların unsurlarını uygun anlayın. Sizden evvel de bir hayatları vardı. Ona nazaran karar verin.
“FUTBOL DIŞINDA TARTIŞACAK BİR ŞEY YOK”
İki amacımız vardı; finansal bağımsızlık ve sportif muvaffakiyet. Bu projeleri anlattılar, Divan Şurası’nı geçiştirmek için diyebilirsiniz. Ben size ne palavra söyledim ne günü kurtarmak için gündem değiştirmedim. Tahminen bir nebze o denli yapsaydık daha farklı şeyler olabilirdi lakin ilkesel duruşumuzdan taviz vermedik. Sportif muvaffakiyet dediğimizde, futbol dışında tartışacak bir şey yok.
İçeride dışarıda muvaffakiyetler elde ettik. Futbolda ise tabloyu değiştirmek için her şeyi yaptık. Şimdi istediğimiz gayelere ulaşamadık. Bu yılki futbol tasarruflarımız, yatırımlarımızla ilgili ‘şunu yanlış yaptınız’ dediğiniz şeyi duymak istiyorum, söyleyin. Fenerbahçe futbol tarihi açısından cesurca davranılan bir yıldı. Biz havlu atmadık. Biz uğraşa devam edeceğiz.
Finansal bağımsızlık maksadımıza ulaştık. 7 senede en büyük mahcubiyetimiz futbol tarafı. Unutmayın ki bu düşünceli periyotları birinci kere yaşıyoruz. Başka kulüpler yaşadı. Biz bu sene buhran devrinden kurtulmayı planlıyorduk. Kimileri mucizelere kaldı diyebilir, gerçek söylüyorsunuz.
“EYLÜL AYINDA BB’DEN ÇIKIŞI DUYURACAĞIZ”
En büyük maksadımız olan finansal bağımsızlık, en sessiz lakin en güçlü çabamızdı. Kulübümüzü ayakta tutan bu bahiste çok kıymetli bir eşiğe geldik. İnşallah yaz aylarında Fenerbahçe, finansal olarak kendi ayakları üzerinde duracak. Eylül ayındaki mali genel şurada Bankalar Birliği’nden çıkışımızı duyuracağız.
Niye kurtulmalıyız? 3 milyar 628 milyon TL, Bankalar Birliği mutabakatından sonra ödeme yapmışız. Kulübün bu kadar geliri buraya giderken, bu kulüp nasıl tarihin en büyük yatırımını yapıyor diye merak etmiş mi o arkadaşlar. 3 milyar 628 milyonun yalnızca 140 milyonu ana paraya gitti.
3.5 milyar faiz ödedik. Biz bu muahedeyi yaparken faizler yüzde 9.5’tu, değişken faiz yüzde 52’ye kadar çıktı, bugün yüzde 49.5. Biz bu işten çıkıyoruz, bu Fenerbahçe topluluğunun büyük bir zaferidir.
