Bakan Işıkhan ‘mali hakları güçlendirdik’ dedi, emekçiden tepki geldi: Memur yıllardır enflasyon farkı alarak fakirleşti

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan 2002 yılından bu yana kamu çalışanlarının mali ve toplumsal haklarınının güçlendirildiğini söz eden bir paylaşım yaptı. Bakan Işıkhan, paylaşımına “Kamu çalışanlarımızın yaşadığı ve çözülemez denilen problemleri, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde tahlile kavuşturduk” notunu düştü.

Işıkhan, 2002 yılında en düşük devlet memuru maaşının 392 lira olduğunu, 2025 yılı prestijiyle bu maaşın 43 bin 726 liraya yükseldiğini ve kamu vazifelilerinin refah seviyesinde değerli bir güzelleşme sağlandığını belirtti. Sıhhat işçilerinden Işıkhan’ın paylaşımına reaksiyon geldi. Cumhuriyet’e konuşan Sıhhat Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER) Başkanı Abdurrahman Aktürk,“Bakan Işıkhan; ‘memuru enflasyona ezdirmedik’ diyor lakin son toplu mukaveleler göz önüne alındığında memurun neredeyse yıllardır sırf enflasyon farkı alarak yoksullaştığı açıktır” dedi.

15 ÇEYREKTEN 6 ÇEYREĞE

Maaş artışlarının gerçek hayatta ne manaya geldiğini ortaya koymak için bir karşılaştırma yapan Aktürk, 2002 yılında bir devlet memuru maaşının; adedi 26 lira olan çeyrek altından 15 tane alabildiğini, 2025 yılında adedi 6 bin 800 lira olan çeyrek altından sadece 6 tane alabildiğini tabir etti. Aktürk, “Maaşlar nominal olarak 111 kat artmış olsa da, çeyrek altın bazında memurun alım gücü yüzde 57 azalmış durumda” diye konuştu.

‘GERÇEK REFAH DEĞİL’

Aktürk, bu tabloya dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu:

“Bugün en düşük memur maaşı 43 bin lira olabilir lakin bu artış, hayatın pahalılaştığı ve temel gereksinimlerin fiyatlarının katlandığı bir ülkede gerçek bir refah manasına gelmiyor. 2002 yılında maaşıyla 15 çeyrek altın alan bir memur, artık yalnızca 6 çeyrek alabiliyor. Bu, göz boyayan bir artıştır. Maaş yükselmiş üzere görünse de memurun cebine giren paha düşmüştür.”

‘PAZARDAKİ FİYATLAR DA KONUŞULMALI’

Bu şekil hesaplamaların yalnızca altınla değil, besin, barınma ve güç fiyatlarıyla da yapılması gerektiğini belirten Aktürk, “Memura yapılan artırımlar kadar çarşı, pazardaki fiyatlar da konuşulmalı. Aksi halde bu telaffuzlar, ekonomik gerçekliğin üstünü örten bir perde olmaktan öteye gitmez” tabirlerini kullandı. Maaş artışları yüksek görünse de memurun günlük omurdaki alım gücünün belirleyici olduğunu söyleyen Aktürk, “Altın üzere ekonomik kıymeti uzun yıllar boyunca istikrarlı biçimde artan kalemler karşısında yapılan bu tıp karşılaştırmalar, alım gücündeki gerçek kaybı gözler önüne seriyor” dedi.