Eski İngiliz askerlerinden itiraf: Uykuda infaz, kelepçeyle cinayet
İngiliz özel kuvvetler ünitesi SAS’ta vazifeli asker, silah arkadaşının çocuk yaştaki Afgan’ı vurduğunu belirterek, “Küçük bir çocuğu kelepçelediler ve vurdular. Bariz biçimde savaşacak yaşta dahi olmayan bir çocuktu” sözlerini kullandı.
Aynı eski asker, gözaltındaki sivillerin öldürülmesinin rutin hale geldiğini anlatarak, “Bazılarının üstü aranır, kimileri kelepçelenir ve sonra vurulurlardı. Kelepçe çözülmeden evvel vücutlarının yanına bir silah yerleştirilirdi” dedi.
SAS üzere operasyonlarında kapalılık kararı bulunan özel kuvvetler ünitesi SBS’de vazife yapan eski asker de birliklerin sürü zihniyetiyle hareket ettiklerini ve operasyonlar sırasında barbarca davranışlar sergilediklerini lisana getirdi.
SBS çalışanının kendilerini dokunulmaz hissettiğini anlatan eski asker, “En sessiz adamların bile değiştiğini, önemli psikopat özellikler gösterdiğini gördüm. Hukuk tanımazlardı ve kendilerini dokunulmaz sanıyorlardı” tabirlerini kullandı.
“ÇOĞUNLUKLA GİTTİKLERİ YERDEKİ HERKESİ ÖLDÜRMEYE GİDERLERDİ”
Silah arkadaşları, özel kuvvetler işçisinin Irak ve Afganistan’da yasa ve kuralları şuurlu biçimde sık sık ihlal ettiğini belirterek, SAS ve SBS mensuplarının sivilleri öldürme konusunda kendi kurallarını uyguladıklarını lisana getirdi.
Eski SAS mensubu da daha evvel yakalanıp özgür bırakılan sivillere yönelik uygulamalara ait, “Bir amaç, ikinci ya da üçüncü sefer karşımıza çıkarsa onu öldürmek niyetiyle hareket edilirdi, yakalama teşebbüsünde bulunulmazdı. Bazen kişi, yalnızca kimlik denetimi yapıldıktan sonra vurulurdu. Bölük, birden fazla vakit gittikleri yerdeki herkesi öldürmek hedefiyle hareket ederdi” sözlerini kullandı.
Afganistan’da çatışmış SAS mensubu ise birliklerinde çok sayıda psikopatın bulunduğunu, sivilleri öldürmenin bağımlılık haline geldiğini itiraf etti.
Misafirhane üzere alanlarda kalanların öldürüldüğünü anlatan eski asker, “(Birlikteki askerler) İçeri girer ve orada uyuyan herkesi öldürürlerdi. İnsanları uykusunda öldürmek, hiçbir formda meşrulaştırılamaz” dedi.
SBS çalışanı olarak vazife yapmış eski asker de denetim altına alınan bölgelerdeki herkesin öldürüldüğünü, hayatta kalan biri fark edildiğinde onun da vurulduğunu öne sürdü.
Bu durumun herkes tarafından bilindiğine, yaralıların öldürülmesinin son derece olağan hale geldiğine işaret eden SBS çalışanı, “Sağlık grubu, hala nefes alan birisine müdahale ediyordu. Bizden biri gitti ve silah patlama sesi duyuldu. Yakın uzaklıktan başına ateş etmişti. Büsbütün gereksizdi. Merhamet yoktu, cinayetti” sözlerini kullandı.
Irak’ta misyon yapmış eski SAS mensubu ise teslim olmuş, gözaltına alınmış ve kelepçelenmiş sivillerin öldürülmesinin düzgünce soruşturulmadığını lisana getirdi.
“HERKES, HER ŞEYİ BİLİYORDU”
Afganistan’daki bir olayın, özel kuvvetler içinde “efsane” haline geldiği aktarıldı. Eski SAS mensubu, tekrar vurulmaması buyruğuna karşın bir Afgan sivilin boğazını kesen askerin davranışıyla ilgili, “Bıçağında kan istiyordu” sözünü kullandı.
Görgü şahidi işçi, “Herkes, her şeyi biliyordu. Üstü kapalı bir onay durumu kelam konusuydu” değerlendirmesini yaptı.
Bazı askerlerin içi boş el bombalarını, kimilerinin ise saklaması kolay olduğu için dipçiği katlanan AK-47 tüfeklerini öldürdükleri sivillerin üzerine yerleştirdiklerini anlatan görgü şahitleri, soruşturmaya tabi tutulmamak için operasyon sonrası raporlarının da aldatıcı biçimde yazıldığını kaydetti.
Eski askerlerden kimileri, kural ihlali gören hukuk danışmanlarının bu raporların düzeltilmesini istediğini sav etti.
İngiliz askerlerine ait suçlamalar konusunda eski İngiltere Başbakanı David Cameron’un bilgilendirildiği argümanı da haberde yer aldı.
BBC’ye konuşan eski Afganistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Rangin Dadfar Spanta, bu hususta hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde Cameron’a bilgi verildiğini anlatırken eski Başbakan’ın sözcüsü bu formda bir ihtarın yapılmadığını savundu.
İletilen olayların İngiliz askerleri değil NATO çalışanı hakkında olduğunu öne süren sözcü, Cameron’un tezlerin üzerini örttüğü tarafındaki suçlamaları ise kabul etmedi.
